İşçi emekçi faşistleri iyi tanı! Sermayenin ve emperyalizmin kanlı hizmetkârlarına geçit verme!
Türkiye’de sınıf bilinçli işçiler faşizmi CİA tarafından eğitimini almış Alparslan Türkeş’ten, NATO kontrgerillasına militan kaynağı olan sözde ocaklardan, 6. Filo’ya karşı eylem yapan solculara saldıran faşist komandolardan, Maraş, Çorum gibi ırkçı-mezhepçi katliamlardan, işçi sınıfı önderi DİSK kurucusu Kemal Türkler başta olmak üzere birçok mücadeleci işçinin katledilmesinden bilirler. Bu yüzden faşizme karşı mücadele sınıf kavgasının ve anti-emperyalist mücadelenin kopmaz bir parçasıdır.
Ne var ki son dönemde işçi sınıfının anti-faşist refleksleri İyi Parti’ye dosya sunan DİSK yöneticilerinden başlayarak, İyi Parti ile Erdoğan’ı yenmek için işbirliği yapmayı mazur gören sosyalist partilerle devam ederek en çok da Kılıçdaroğlu’nun bir gün Akşener’i diğer bir gün Ümit Özdağ’ı demokrasi kahramanları olarak halka pazarlamasıyla dumura uğratılıyor. Sırf Erdoğan ve Bahçeli’ye muhalif pozisyondalar diye faşist kökenli partiler (İyi Parti, Zafer Partisi vb.) işçi sınıfı düşmanlığından vazgeçmez. Mesela büyük bir aymazlıkla DİSK yöneticilerinin vergi adaletsizliği ile ilgili dosya sunduğu İyi Parti’yi ele alalım. Bu parti bir sermaye partisidir. Vergi adaletsizliğinden beslenen sınıfın temsilcisidir yani. Üstelik bu gizli saklı da değildir.
Hem faşist hem holding sahibi, fabrikatör, müteahhit, toprak ağası, tüccar…
İyi Parti’nin ekonomi politikalarını teslim ettiği Bilge Yılmaz, faiz artışını hem yetersiz buluyor hem de kapsamlı bir istikrar programı ile yani İMF tarzı bir kemer sıkma politikasıyla desteklenmesini istiyor. Döviz sıkıntısına çözüm önerisi “portföy yatırımları” adı altına Londra’nın para babalarından yüksek faizle sıcak para çekmekten ibaret. İyi Parti’nin meclis grubunda holding sahibi mi ararsın, yağ fabrikatörü mü ararsın, medikal tüccarı mı ararsın, Suudi gayrimenkul şirketi CEO’su mu ararsın, petrolcü mü ararsın toprak ağası mı ararsın hepsi var. Müteahhitler yine en kalabalık grup. Hepsinin kod adı “iş insanı!” Gaziantep milletvekili olanı şehirde mücadele eden Şireci işçilerine ve onlara destek verenlere hakaret etmiş, daha sonra bu kişinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından “piyasa dolandırıcılığı” iddiasıyla soruşturulduğu, kendisine SPK tarafından 6 ay işlem yasağı getirildiği ortaya çıkmıştı.
Emekçi halk işinin ekmeğinin derdinde, faşistler iktidar nimetlerinin peşinde
En önemlisi de bu parti ilk fırsatta kapağı iktidar safına atmayı amaçlamaktadır. Zira onlar da devlet nimetlerinden yararlanmak istiyor. İyi Partili müteahhit, holding sahibi neden ihalelerden pay almasın? İyi Partili elemanlar neden devlet bürokrasisinde köşe kapmasın. Devlet Bahçeli bunları çok iyi tanıdığı için bir kez daha çağrı yaptı. Gelin yerel seçimlerde komşu olalım dedi. İyi Parti’den yapılan açıklamalar, parti sözcülerinden Meral Akşener’e kadar kapıyı açık bırakır cinstendi. Bir sürü eleştiri yaptılar ama hepsi laf. Meral Akşener’in Altılı Masa süreci ile ilgili özeleştiri yapması, CHP’ye yüklenmesi, muhalefetle arasını açmaya iktidarla yakınlaşmaya yönelik hamleler. Buna İyi Parti’nin asker kökenli yöneticilerinin yeni Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’i öve öve bitirememesini de eklemeliyiz. Yarı-askeri rejimde iktidara yamanmak sadece iktidar partileriyle barışmaktan ibaret olamazdı zaten.
Nihayet bir konu var ki esas gerçek niyetleri oradan görebiliriz. Meral Akşener seçimden önce siyasi cinayete kurban giden eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş için katillerini bulmazsam namussuzum diyordu. Bu cinayet için MHP’yi suçluyordu. MHP kadrolarının bu cinayete karıştığı bir dizi delille de ortaya çıkmıştı. Seçim bitti Sinan Ateş’in eşine İyi Parti’de danışmanlık verildi ama ne cinayetten bahseden kaldı ne de Sinan Ateş’in adını ağzına alan… Susuyorlar çünkü konuşurlarsa iktidardan pay alacakları kapıları kapatmış olurlar.
Faşist tehlikeye karşı birleşik işçi cephesi
İşçi sınıfı açısından bu gelişmeler iki açıdan önemlidir. Birincisi faşist siyasetin gerçek yüzünü görmek için bir örnek daha karşımızdadır. Diğeri ise İyi Parti ile MHP’nin gelecekte birleşmesi, diğer faşist akımları ve Sinan Oğan gibileri de yanına toplayarak ülkede büyük bir faşist odağın oluşması tehdididir. Böyle bir odak alabildiğine milliyetçi bir demagoji kullanarak işçi ve emekçileri birbirine düşürecek, sermayenin karşısında Türk, Kürt, yerli-göçmen diye bölerek sermayeye ve emperyalizme muazzam hizmetler verecektir. AKP’ye, MHP’ye, İyi Parti’ye geçmişte kime oy vermiş olursa olsun tüm işçi ve emekçiler, ayrı gayrı demeden birleşik bir işçi cephesi ile buna karşı koymalıdır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2023 tarihli 168. sayısında yayınlanmıştır.