DİP (Türkiye) ve EEK'in (Yunanistan) ortak açıklaması: Kıbrıs trajedisine ve bölünmüşlüğüne 50 yıl yeter! Rum Kıbrıslılar ve Türk Kıbrıslılar, bölünmeye, işgale ve emperyalizme karşı birleşin ve birlikte mücadele edin! Bağımsız Birleşik Sosyalist Kıbrıs!
Fotoğraftakiler 16 Mart 1964'te Lefkoşa'da İngiliz emperyalizmine karşı sloganlarla yapılan yürüyüşteki Kıbrıslı çocuklardır. Pankartlarda birleşik Kıbrıs, kendi kaderini tayin hakkı gibi sloganlar yer almaktadır.
20 Temmuz, Kıbrıs trajedisinin 50. yıldönümü. Kıbrıs'ın, öncelikle Türkiye ve Yunanistan'ın kapitalist ve militaristlerinin, en önemlisi de ABD ve İngiliz emperyalistlerinin çıkarları doğrultusunda bölünmesinin 50. yıldönümü. Her iki ülkenin egemen sınıfları bu yıldönümünü gerici ve şovenist duyguları körüklemek için kullanırken, biz Ege'nin her iki yakasındaki devrimci Marksistler, Yunanistan'dan EEK ve Türkiye'den DİP olarak enternasyonalizmin bayrağını bir kez daha yükseltiyor, Kıbrıs halkının kendi kaderini tayin etmesi için mücadele kararlılığımızı ilan ediyoruz.
Kıbrıs 1960 yılına kadar İngiliz sömürgesiydi. Türk Silahlı Kuvvetleri, emperyalistlerin himayesindeki Zürih-Londra Anlaşmaları'ndan, 1960 yılında bağımsızlığın ilanından ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan kısa bir süre sonra, 20 Temmuz 1974'te adaya bir askerî harekât başlattı. Operasyonun bahanesi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı ve Bağlantısızlar Hareketi’nin öncü simalarından olan Makarios’un, 'Kissinger Planı’nı takiben, CIA’in görev verdiği Yunan Albaylar Cuntası tarafından devrilmesine yol açan darbeydi. Türk Silahlı Kuvvetleri adanın bir bölümünü işgal ederek adanın kuzeyinde yaşayan Rum Kıbrıslı nüfusu güneye kaydırırken, diğer tarafta yaşayan Türk Kıbrıslılar ise kuzeyde toplandı. Bu, adayı fiilen böldü. Makarios'u deviren darbe sadece birkaç gün sürdü, ama adanın bölünmesi 50 yıldır devam ediyor.
Kıbrıs sorunu sadece Rum ve Türk Kıbrıslıların bir sorunu, ya da sadece ABD ve NATO emperyalizmi tarafından manipüle edilen Türkiye ile Yunanistan arasında devamlı ve tehlikeli gerilimlerin kaynağı değildir. ABD, İngiltere ve Avrupa'nın Doğu Akdeniz ve Batı Asya (Ortadoğu) üzerindeki emperyalist kontrolünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Kıbrıs sorunu, sömürgelerini birer birer kaybeden Britanya emperyalizminin adadaki varlığının korunmasıyla ilgilidir. Türkiye ve Yunanistan ile birlikte adadaki sözde "garantör devletlerden" biri olan Britanya, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Yunan Cuntası darbesinin ardından bölünmesi ve Türk ordusunun Kuzey'i işgal etmesi sonrasında, üslerinin varlığını güvence altına aldı. Bugün adada garanti altına alınan tek oluşum, Akrotiri ve Dikelya üsleridir. Her ikisi de İngiliz emperyalizminin Batı Asya (Ortadoğu) halklarına yönelik saldırılarında kullanılıyor. Bugün bu iki üs, Filistin'deki Siyonist soykırıma yardım etmek için kullanılıyor. Ayrıca Fransa ve ABD, bölgeye yönelik saldırılarında adadaki bazı askerî üsleri kullanıyor. Kıbrıs'ın "batmaz uçak gemisi" olarak anılmasının nedeni budur. Dahası, Filistinli gruplar, Lübnan Hizbullahı veya Suriye Arap Ordusu, kendilerini hedef alan herhangi bir saldırıya misilleme olarak bu üslere karşı saldırı yapma hakkına sahiptir. Bu durum elbette Rum ve Türk Kıbrıslıları emperyalistlere canlı kalkan haline getirmekte, en azından tüm Kıbrıslıları büyük bir risk altına sokmaktadır. Dolayısıyla Kıbrıs sorunu, Akdeniz ve Batı Asya’nın (Ortadoğu) tamamının işçi sınıfı ve ezilen halklarını ilgilendiren bir meseledir. Dolayısıyla Türk ve Rum Kıbrıslıların yanı sıra Batı Asya (Ortadoğu) ve Akdeniz halklarının geleceğinin güvence altına alınması, sömürgecilerin ve emperyalistlerin adayı terk ederek Akrotiri ve Dikelya üslerini kapatmasında yatmaktadır!
DİP ve EEK, aynı zamanda adanın kara para aklama ve kumarhane cennetine dönüştürülmesine, kaynaklarının Türkiye ve Yunanistan egemen sınıfları tarafından sömürülmesine ve adanın bunların sömürge çıkarlarının merkezi haline getirilmesine de karşı çıkıyor. Emperyalistleri Doğu Akdeniz'den kovma ve Kıbrıs'ı emperyalizmin batmaz uçak gemisi olmaktan çıkarma mücadelesini, bu mücadelenin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bunu, Türkiye ve Yunanistan'ın NATO'dan çıkması ve her iki ülkedeki emperyalist üslerin kapatılması mücadelesiyle birleştiriyoruz.
DİP ve EEK, Kıbrıs trajedisinin 50. yıldönümü vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan'ın, Kıbrıs'ın ve tüm Batı Asya (Ortadoğu) ve Akdeniz'in emekçi halklarının çıkarlarının ortak olduğunu bir kez daha vurguluyor.
Bölgenin emekçi kitlelerine çağrımız şudur: Gerici, şovenist ve militarist ablukayı kıralım! Kendi ülkelerimizdeki sömürücülere, emperyalist-Siyonistlerle işbirliği yapan egemen sınıflara karşı mücadele edelim! Bütün Türk ve Yunan askeri güçlerini adadan çıkaralım! Emperyalist üsleri ve savaş filolarını defedelim! Kıbrıs'ı emperyalistlerin uçak gemisi olmaktan, Akdeniz'i bölge ülkeleri ve emperyalizmin egemenlik mücadelesinin denizi olmaktan çıkaralım!
Milliyetçiliğe, ırkçılığa ve şovenizme karşı proleter enternasyonalizminin bayrağını yükseltelim!
Kıbrıs halkının kendi kaderini tayin hakkı için ileri!
Bağımsız Birleşik Sosyalist Kıbrıs için ileri!
İncirlik ve Kürecik, Souda, Aktion, Araxos, Andravida, Akrotiri ve Dikelya ile Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs'taki diğer tüm emperyalist askeri üs ve tesisler kapatılsın!
Türkiye ve Yunanistan NATO'dan çıksın!
Yaşasın Bedreddin ve Rigas’ın mirasçısı, bağımsız, birleşik ve sosyalist bir Kıbrıs ile Yunanistan ve Türkiye'nin yan yana duracağı, Batı Asya (Ortadoğu) ve Balkanlar Sosyalist Federasyonu!
DİP (Devrimci İşçi Partisi, Türkiye)
EEK (İşçilerin Devrimci Partisi, Yunanistan)
20 Temmuz 2024