Asgari ücret hayırlı olmayacak
Beklenen asgari ücret açıklaması geldi ve 2023 yılı için asgari ücretin 8506 TL oldu. Erdoğan bu kararı “hayırlı olsun” mesajı ile duyurdu. Peki bu rakam işçiler için gerçekten hayırlı olacak mı?
Asgari ücret açlık sınırını aşmıyor
Geçtiğimiz yıl başında 4250 TL olan asgari ücret 3400 adet halk ekmek (1,25 TL) alabiliyorken bir yıl sonra 8506 TL olan asgari ücret, fiyatı 3 TL’ye çıkan aynı ekmekten 2835 ekmek alabiliyor. Dört kişilik bir ailenin zorunlu gıda harcamaları en son Kasım ayı için 7.786 TL olarak açıklanmıştı. TÜİK’in gıda enflasyonu rakamlarını dahi esas aldığımızda bu rakamın yılbaşında 8 bini geçmesi Ocak sonunda 8500 lira olması Şubat ayında da 9000 TL’ye ulaşması bekleniyor. Daha sonraki aylarda bu erime devam edecek ve asgari ücretli yine açlık ücretine mahkûm olmaya devam edecek.
Bir gün herkes asgari ücretli olacak
Tüm bu rakamlar asgari ücrete gerçek anlamda alım gücünü yükseltecek bir zam yapılmadığını tam tersine alım gücünün artan fiyatlar ve hayat pahalılığı ile düşmeye devam ettiğini gösteriyor. Bunun yanında başka bir büyük sorun daha karşımıza çıkıyor. Türkiye işçi sınıfı her geçen gün daha fazla asgari ücrette eşitleniyor. Türkiye’de hali hazırda ücretli çalışanların yarısından fazlası asgari ücret ve civarında ücret alıyor. Türkiye’nin muadili ülkelerin hiçbirisinde bu kadar yüksek bir oran söz konusu değil. Yapılan zam bu tabloyu daha da vahim bir hale getirdi. Türkiye’nin önde gelen sektörlerinde sendikalı ve toplu sözleşme düzeninde çalışan işçilerin dahi büyük bir bölümü saat ücreti bazında asgari ücretli haline geldi. Yıllarını fabrika tezgahlarında patronların kârı için veren, sağlıklarını bant başlarında, ayakta geçen saatlerde, hasta hasta gidilen mesailerde kaybeden işçilerin kıdemi madden ve manen yok sayılmakta.
AKP’nin sermayeden başka kimseye hayrı yok
Vaziyet ortadadır. İşçi sınıfı ve emekçiler asgari ücret zammı gerçeğinin farkındadır. Bu sebeple iktidarın dümen suyunda hareket eden ve asgari ücret tartışmalarına hükümetin elini rahatlatmak için 7786 TL kırmızı çizgimizdir diyerek başlayan Türk-İş dahi gelinen yerde asgari ücret zammının altına imza atamamıştır. Patronlar ise tüm bu süreçte ekonomik dengelerden dem vurmuş, ücret artışının enflasyona sebep olacağına dair korku yaratmıştır. Oysa ücret artışları enflasyonun sebebi değildir. Zira kimsenin ücreti enflasyondan daha fazla (TÜİK’in manipüle edilmiş rakamları değil gerçek enflasyon!) artmamıştır. Bilakis enflasyon ücretleri gün gün eritmiş patronlara bir ucuz emek cenneti sunmuştur. “Ücretler sebep enflasyon sonuç” değildir. Enflasyon sebep yoksullaşma sonuçtur! Yoksullaşmaya engel olacak tek önlem ücretlere enflasyon oranında her ay zam yapılması (Eşel Mobil) ve tüm sözleşmelerin bu taban üzerinden gerçekleştirilmesidir. İşçi emekçi için hayırlı bir adım varsa budur.
Patronlar sadece ekonomik çarpıtmalara başvurmamış işyerleri kapanır diyerek kendini acındırmış, işçi çıkartırız diye tehditler savurmuş ve sonunda bir kez daha açlığa endekslenmiş bir asgari ücreti elde etmiştir. İktidarın “hayırlı olsun” dediği asgari ücretin kime hayrı olduğu buradan da bellidir. Bir kez daha AKP iktidarının sermayeden başka kimseye hayrı olmadığı görülmüştür.
Hak verilmez alınır! Örgütlenme ve mücadele etme zamanı!
Tablo tamamen sermayenin çıkarına ve işçi sınıfının aleyhine olduğu halde patronların sızlanmaya devam edecektir. Hükümetten yeni teşvik ve destekler kopartmak için çabalayacaktır. Asgari ücretli haline gelen işçiler ücret zammı talebiyle geldiklerinde, kıdemli işçiler patronların kârı uğruna heba ettikleri yılların karşılığını istediklerinde patronlar yüzsüzlüğü ele alacak işçi çıkartma tehdidine başvurmaktan geri durmayacaktır. Hep söyledik. Hak verilmez alınır! Ne verecekler diye beklemenin sonu yoktur. Mesele işçinin hakkını nasıl alacağıdır. Bir şekilde hükümetin ne vereceği belli olmuş, müjde diye ambalajlanmış asgari ücret paketinin içinden yine açlık çıkmıştır. Şimdi işçinin hakkını almak için örgütlenme ve mücadele etme zamanıdır!