OHAL’in yıldönümü: Darbe fırsatçılığı ile ilan edilen OHAL’in emekçilere faturası
OHAL güya darbe girişimi dolayısıyla ilan edildi. Ancak OHAL, Erdoğan’ın deyimiyle patronların önünü açıp, işçi ve emekçilerin haklarını gasp etmek için kullanıldı. Erdoğan MÜSİAD toplantısında şöyle demişti: “OHAL önünüzü açıyor. Öyle ikide bir grev bilmem ne yok…” OHAL gerçekten de patronların önünü açtı!
KHK ile grev yasağı genişletildi
OHAL döneminde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname’lerin (KHK) mutlaka OHAL gerekçesiyle sınırlı olması gerekirken grev hakkını kısıtlayan bir KHK yayınlandı. Grev erteleme gerekçelerine KHK ile “büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini, bankacılık hizmetlerinde ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte olması” eklendi. Bu madde daha önce de AKP tarafından yasalaştırılmış ancak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
OHAL’de grev yasağı rekoru
AKP, iktidarı döneminde 13 grevi yasaklayarak bir rekor kırdı. OHAL ilan edildikten sonra ise sadece bir yıl içinde Asil Çelik, EMİS, Akbank, Şişecam ve Mefar grevleri yasaklandı. AKP iktidarı Petkim’deki toplu sözleşme sürecine doğrudan müdahale etti. Bakanlar Kurulu kararıyla olmasa da polis zoruyla işçiler üzerinde baskı kurdu ve işçileri elverişsiz koşullarda ve Yüksek Hakem Kurulu’nun dayatmalarıyla sözleşmeyi imzalamaya zorladı.
Vampirlik fonu ile yağmalıyorlar
Yine çıkartılan bir OHAL KHK’sı ile devlete ait kuruluşların hazineye ait hisseleri Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Varlık Fonu, kamunun mali kaynaklarının sermayenin çıkarları için kullanılmasına olanak sağladığı gibi KHK’nın ardından pek çok devlet kuruluşunun Varlık Fonu tarafından satılması da gündeme geldi. Sayıştay ve Meclis denetiminden azade tutulan fonun yaptığı tasarruflar kamuoyu tarafından bilinmiyor.
OHAL’de işten atmalar arttı
OHAL’de genelde kamudan yapılan çıkarmalar gündeme geliyor. 100 bini aşan ihraçlarda genellikle solcu muhalif görüşlü kamu emekçileri ile cemaatin bankasına para yatırmış, dershanesine gitmiş ama arkasını AKP’ye ya da paralı kesimlere dayamamış sıradan insanlar hedef alındı. Ancak kamu haricinde de işten atmalar yaşandı. Patronlar, sendikalaşmayı engellemek için işten atmalara hız verdi. İşsizliğin artmasındaki önemli faktörlerden biri de işten atmalar oldu. İşsizlik seviyesi resmi rakamlara göre %13’e ulaştı. Her dört gençten biri ise işsiz. Daha sonra güya istihdam seferberliği adı altında patronlara teşvik yağdırılırken, işten atılan işçilerin geri alınması için hiçbir şey yapılmadı. OHAL, valiliklere işten atmaları erteleme yetkisi veriyor. Ama bu yetkiyi hiçbir vali kullanmadı. Bunun yerine valiler hakkını arayan işçilerin üzerine polislerini yolladılar.
OHAL taşerona güzel
Taşeron işçilerine seçim dönemlerinde verilen vaatler OHAL vesilesiyle unutuldu. Taşeron işçilerinin örgütlenme çabalarına engel olundu. Çapa Tıp Fakültesi ve en başta Manisa’da olmak üzere askeri birliklerde zehirlenmelere neden olan taşeron şirketlerin kollanması OHAL’in gerçek yüzünü ortaya koydu. Çapa’da taşeron şirketin hırsızlıklarını ve zehirlenme olayını ortaya çıkaran işyeri temsilcisi işinden atıldı. Manisa’da taşeron şirketle 5 kez zehirleme vakasına izin veren sözleşme yapıldığı ortaya çıktı. Taşeron işçisi ise hâlâ kadro bekliyor.
OHAL’de iş cinayetleri arttı
OHAL ilan edildikten sonraki ilk aylarda iş cinayetlerinde önceki yıllara göre en az %14'lük artış yaşandı. OHAL altında geçen 10 ayda 1829 işçi iş cinayetine kurban gitti. Böylece iş cinayetleri Soma katliamının yaşandığı yılki rakamlara sadece 10 ay içinde ulaşmış oldu. Erdoğan’ın patronların önünü açtığını söylediği OHAL dolayısıyla sermaye üzerinde denetimler azalınca, işçilerin örgütlülüğü bastırılınca haliyle sonuç da böyle oldu.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2017 tarihli 94. sayısında yayınlanmıştır.