Ağar’a, Çiller’e, suç ortaklarına 30’ar bin yıl!
Guatemala hükümeti ileri demokrasiye geçtiğini iddia ediyor mu, bilmiyoruz. Bildiğimiz şu: bu Orta Amerika ülkesi, 1960’ta başlayan iç savaşı 1996’da bir barış anlaşmasıyla bitirdi. Bu arada, bir Tarihi Aydınlatma Komisyonu kuruldu. Komisyon, iç savaş sırasında insan hakları ihlallerinin % 93’ünün devlet güçlerince, sadece % 3’ünün solcu URNG gerillaları tarafından gerçekleştirildiğini saptadı. Bu insan hakları ihlallerinin kurbanlarının % 83’ünün de ülkenin (ve Latin Amerika’nın) ezilen ulusal-etnik grubu olan Amerika yerlilerinden Guatemala’da yaşayan Maya halkına mensup olduğunu.
Geçtiğimiz günlerde Guatemala çarpıcı bir haberle bütün dünyanın gündemine girdi. Bir Guatemala mahkemesi, 1982 yılında Dos Erres adlı bir köyde uygulanan vahşi bir katliamda, aralarında hamile kadınların, yaşlıların ve çocukların da olduğu 201 köylüyü öldürmekle suçlanan dört eski askerin her birini 6.060 yıl hapis cezasına çarptırdı. Katledilen her bir köylü için her bir caniye 30’ar yıl. 201 köylü için eder 6.030. Mahkeme bununla da yetinmeyip, “devlet güvenlik güçlerini kullanarak insanlığa karşı suç işlemek”ten her bir caniye bir 30 yıl daha verdi. Sonuç kişi başına 6.060 yıl. Yazıyla altı bin altmış!
Guatemala mahkemeleri 698 davaya daha bakıyormuş. İşte size geçmişle gerçek hesaplaşma, işte size silahlı kuvvetlerin antidemokratik, insanlık dışı uygulamalarından hesap sormanın gerçek bir örneği.
Türkiye’de AKP’ye dokunan ya da dokunduğu düşünülen içeri atılıyor, yıllarca hüküm yemeden yatıyor. AKP’ye dokunmayan yılan bin yaşasın!
12 Eylül’ün katliamlarının esas sorumluları, yani cunta mensupları, ne tesadüf, tam seçim öncesi dönemde savcılarca sorgulandı. O zamandan beri ortalık süt liman. “1993 konsepti” diye bilinen 90’lı yılların kirli savaşı konusunda 1997 Susurluk kazası ertesinde bütün pislik ortaya saçılmıştı. Başbakanlık tarafından görevlendirilen devlet kurulunun hazırladığı, kurul başkanı Kutlu Savaş’ın adıyla anılan raporda en azından büyük suikastler teker teker anlatılıyor. Eski PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan İsveç’ten yaptığı açıklamalarda birçok delili ortaya koydu. Özel timden İbrahim Şahin ve Ayhan Çarkın daha son aylarda gerek JİTEM, gerekse genel olarak yargısız infazlar konusunda itiraflarda bulundular. “İleri demokrasi”de çıt yok!
Bunlara gitmeye ne gerek var? Susurluk pisliği ortaya çıktığında 1993 konseptinin uygulayıcı başbakanı Tansu Çiller “bu vatan için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir” diyerek katillere sahip çıkmıştı. Onun İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ise daha da ileri giderek “biz bin operasyon yaptık” demişti.
Çiller’i ve Ağar’ı Guatemala mahkemesine verin. 1000 operasyon çarpı kurban başına 30 yıl. Eder mi size 30.000 yıl? Yazıyla otuz bin yıl! “İnsanlığa karşı suç”tan 30 yıl olmayıversin. Yuvarlak rakam daha iyi. Ama Türkiye’de Ağar ve Çiller ellerini kolarını sallayarak geziyorlar. İşte Türkiye burjuvazisinin iki yüzlülüğü!