Telekom işçisi: "Şalter indi, bu iş bitecek!" (16-10-2007)
İşçinin gücünü patronlara hatırlatan grevin 2. gününde de işyerlerinin önünde eylem vardı. Saat 10:00'da Türk Telekom'un Gayrettepe, saat 14:00'da ise Acıbadem Şube Müdürlükleri önünde yapılan basın açıklamalarına, sınıf dayanışması ve Telekom işçilerini güvenliği tehlikeye atmakla itham eden ve sabotajcı ilan eden açıklamalara ve iddialara dönük haklı tepki damgasını vurdu.
Grev meydanında bayram havası
İstanbul'un dört bir yanından otobüslerle Türk Telekom Gayrettepe Avrupa Yakası Şube Müdürlüğü'nün önüne gelen Haber-İş'te örgütlü işçiler, burada çalışan arkadaşları ve farklı sektörlerden sınıf kardeşleriyle buluştu. Tuzla tersane işçilerinden Tekel işçilerine, Türk-İş'e bağlı Tek-Gıda İş, Yol-İş, Tez-Koop İş, Harb-İş, Basın-İş, Deri-İş, TÜMTİS, Toleyis, Tes-İş, Kristal-İş Selüloz-İş ve Demiryol-İş sendikalarından DİSK'e bağlı Limter-İş'e, Haber-Sen'den KESK İstanbul Şubeler Platformu bileşenlerine ve aralarında EMEP, ÖDP, ESP, Yurtsever Cephe, DİP Girişimi'nin de yer aldığı emekten yana parti ve kurum temsilcilerinin bulunduğu 1500 kişilik kitlenin grev coşkusu görülmeye değerdi.
Telekom'daki mücadeleye benzer bir şekilde sendikasızlaştırmaya ve köleliğe mahkum edilmemek için bir yılı aşkın süredir grevde olan Novamed işçilerinin dayanışma mesajı, kalabalığın kararlılığının tescillendiği türkülü halaylı grev meydanına güç kattı.
Greve, sabotaj karalaması
Eylem boyunca yapılan konuşmalarda sınıf dayanışmasının yanında en çok değinilen bir konu da Telekom'un altyapısına yönelik sabotaj iddiaları oldu. Türk Telekom yönetiminin ortaya attığı iddialara göre, grevin başlamasına eşgüdümlü olarak fiber kabloların geçtiği 5 merkezde bombalı sabotajlar düzenlendi. Kimi gazeteler bu haberi manşetten verdi; fakat Haber-İş'in konuya dair açıklamasına ilişkin bir cümle bile bu gazetelerde yer almadı.
Haber-İş yetkilileri ve grevdeki işçiler ise ‘çamur at izi kalsın' mantığıyla medyaya yansıtılan bu iddiaları ortaya atanları, iddialarını savunmaya ve kanıtlamaya çağırdı. Eylemde bir konuşma yapan Türk-İş Bölge Başkanı Faruk Büyükkucak, basında yer alan bu haberlerin kamuoyunu yanıltmayı hedeflediğini belirtti. Telekom yönetimine ve OGER Holdinge de seslenen Büyukkucak, "İspat etmeyen namerttir. Telekom işçisi üretimden gelen gücünü kullanır, sabotaj gibi bir şeye tenezzül bile etmez. " dedi. Grevci işçiler ve Haber-İş yetkilileri, sabotajların gerçekleştiğine kanıt olarak gösterilen zarar görmüş kablo resimlerinin aylardır Türk Telekom yönetimince düzenlenen eğitim seminerlerinde gösterildiğini hatırlattılar.
KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü Songül Benli ise "Grev yapmak, sonuçları ortaya çıktığında, sanki halka karşı bir suç işlemek gibi gösteriliyor. Grev, işçinin emekçinin alın terinin karşılığını alabilmesi için başvurabileceği en büyük silahıdır. Grev silahını kullanma cesaretini gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum!" diyerek kamu emekçilerinin Telekom işçilerine dayanışma mesajlarını iletti. TOLEYİS Genel Başkanı Cemail Bakındı konuşmasında TOLEYİS'in neyi var neyi yoksa her şeyini, tüm parasını Telekom işçilerinin grevinin başarıya ulaşması için seferber edeceğini açıkladı.
OGER zammını al başına çal!
Başı sonu belli olmayan değişken mesai saatlerine, ücretlerdeki eşitsizliğe, sendikasızlaştırmaya karşı "Esnek çalışmaya hayır!", "Telekom işçisi köle değildir!", "Sendika hakkımız grev silahımız!" diyen işçiler, patronun karalama kampanyalarının yanı sıra akıl çelme manevralarıyla da karşı karşıyalar. Çalışma koşulları konusundaki önerilerini değiştirmeyen Telekom yönetimi maaş zammı önererek grevi engellemeye çalışsa da bu yöntem de boşa düşecekmiş gibi gözüküyor. Yönetim bu önerileri yaparken bir yandan da patronların bilindik yalan haberlerini yaymayı ihmal etmiyorlar. Telekom işçilerinin milyarlarca lira maaş aldığı, bir şoförün aylık cebine 2,5 milyar lira girdiği yalanları ise, eyleme bordrolarıyla gelen işçiler tarafından bir bir ortaya çıkarıldı. Telekom'da şoförlük yapan bir işçinin bordrosunda 822,88 YTL rakamını gördüğümüze değil de, ne zaman bir işyerinde mücadele yaşansa aynı yalanları ortaya atmaktan sıkılmayan patronların haline şaşırdık.
"Türk-İş eyleme genel greve"
Eylemde sık sık atılan genel grev sloganları sınıf dayanışmasının daha ileri bir seviyeye ulaşması gerektiğine işaret ediyordu. Sınıf dayanışması, bir grevde alanında sendika genel başkanlarının veya şube yöneticilerinin fiziken buluşmasının ötesinde, her sendikanın kendi işkolunda sınıf mücadelesi yöntemlerini uygulamasıyla gerçekleştiğinde ayrı bir anlam taşır. Gayrettepe'deki eylemde genel greve çağıran diğer sloganlar ve "Türk-İş eyleme genel greve" sloganı atıldıktan sonra, Haber-İş sözcüsünün şakayla karışık "Genel başkanlarımız da burada. Artık bu talebinizi Türk-İş genel merkezine taşırlar." sözü, şaka değil gerçek olduğunda işçiler büyük kazanımlar elde edebilirler.
Bugün, Haber-İş'in grevine yönelik karalama kampanyalarının esas amacını görmek son derece önemlidir. Telekom yönetimi sabotajları gerekçe gösterip ilgili yasadaki "ulusal güvenliği tehdit ettiği" gerekçesine sığınılarak Bakanlar Kurulu kararıyla grevi erteleme kararı çıkarmak için elinden geleni ardına koymayacaktır. Bu girişim başarıya ulaşırsa, Kristal-İş'in Şişecam'da, Lastik-İş'in Pirelli'de yaşadığına benzer bir senaryonun Telekom'da da yaşanması yani grevin ertelenmesi sözkonusu olabilir. Bunun önüne geçmenin biricik yolu sınıf dayanışmasını tüm yöntemleriyle büyütmektir. Bu sayede, kamu emekçilerinin iş bırakma ve sevk eylemleri dışında, aynı zamanda iletişim gibi kilit rol oynayan sektörde ve diğer sektörlerdeki işleyişi de derinden etkileyen bir grevin, Türkiye'de işçi sınıfı mücadelesinin önünü açması sağlanabilir.
{youtube}61y7GIXaE-M{/youtube}
{youtube}cjaJBBWnXHA{/youtube}