17 Ocak mitinginin tarihsel anlamı (22-01-2010)

17 Ocak mitinginin bütünöteki boyutları, bu eylemin önemi karşısında geri planda kalır. Kürsü işgalieylemi, Tekel işçisinin mücadelesinin bundan sonraki gelişmesi ne olursa olsunşimdiden tarihe geçmiştir. Şu yönüyle: Türkiye sınıf mücadelelerinintarihinde ilk kez, işçi sınıfı, meydanda, eylem içinde, herkesin gözüönünde sendika bürokratlarına meydan okumuş, yetkiyi kendi eline almagirişiminde bulunmuştur. Dikkat buyurulsun, "girişiminde bulunmuştur" diyoruz,"eline almıştır" demiyoruz. Bu girişim, kısa bir mücadeleden sonra başarısızolmuştur şimdilik. Ama sendika bürokratlarına karşı bu girişimin kendisibile, muazzam bir tarihi önem taşımaktadır.

Neden ilk kez diyoruz?Çünkü Türkiye'de sınıf mücadelelerinin, işçi sınıfının (silahsız da olsa)tarihteki tek ayaklanması olduğu için hâlâ aşılmamış doruğunu oluşturan 15-16Haziran, yarı-kendiliğinden bir eylemdir, ama sendika bürokrasisine rağmenyapılmamıştır, onun koyduğu sınırları aşıp sel gibi akmıştır. Ve DİSK yönetimidevletin baskısı altında işçileri eyleme son vermeye çağırdığı zaman da eylemsona ermiştir. Başka büyük işçi eylemleri, mesela 1970'li yılların ikinciyarısının 1 Mayıs'ları, özel olarak da yarım milyona yakın işçiyi İstanbulTaksim Meydanı'na toplayan 1 Mayıs 1977 kutlaması, bütünüyle sendikalarınplanladığı ve yürüttüğü eylemlerdi.

Daha yakın döneme gelecekolursak, 12 Eylül sonrasında yaşanan üç büyük atılımdan ilki olan 1989 BaharEylemleri, yine yarı-kendiliğinden bir karakter taşımakla birlikte, sendikalarhızla bu eylemlere adapte olmuştur. 1990-91 Büyük Zonguldak Grevi ve AnkaraYürüyüşü, bütünüyle işçinin coşkusu sonucunda radikalleşmiş bir sendikalyönetim önderliğinde yürütülmüştür. 1990'dan itibaren kamu emekçilerininsendikalaşma çabası ise henüz sendikaların yeni yeni oluşmakta olduğu ve birbürokratik katmanın mevcut olmadığı koşullarda yaşandığı içinkarşılaştırılabilir özellikler taşımaz.

Buna karşılık, elbetteişçi sınıfının sendikal önderliklere karşı başkaldırdığı çeşitli başka vakalaryaşanmıştır Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinde. Bunların en çarpıcısı, 1990'lıyılların ikinci yarısında, Türk Metal üyelerinin sendika yönetimine büyükkitleler halinde başkaldırarak sendikadan kopma eğilimine girmesi olayında görülmüştür.Ama bu başkaldırı, çok önemli olmasına karşılık, eylem içinde, grevde ya dameydanlarda, bütün toplumun gözü önünde değil, sendika içinde yaşanmıştır.

İşte 17 Ocak mitingindetekel işçisinin kürsü işgali bunun için tarihte bir ilktir, bu kadar önemlidir.Çünkü tabandaki işçinin bir büyük işçi eyleminde bürokrasiye meydan okuması,sendikanın nasıl yönetileceğine ilişkin bir tartışmadan ibaret kalmaz. Aynızamanda, işçi ile bürokrasi arasında sınıf mücadelesi ile sınıf uzlaşması yönelişleribiçiminde var olan farklılığı ve mücadeleyi pratikte, saydam olarak herkesegösterir. İşte 17 Ocak'ta bu yaşanmıştır.

Tekel işçisinin önümüzdekigünlerde, mücadelenin ileri gidebilmesini sağlamak bakımından kalan sınırlı vedeğerli zaman içinde, 17 Ocak günü başladığı işi sonuna vardırıpvardıramayacağını zaman gösterecek. Ama 17 Ocak şimdiden Türkiye işçi sınıfımücadelelerinin tarihine geçmiştir.

Titreyin bürokratlar!Bundan sonra her büyük işçi mücadelesinde, hayatı için mücadele eden, hayatınıortaya koyan, kararlılığı yüzünden okunan işçilerle her karşılaştığınızda,Tekel işçisinin 17 Ocak günü sergilediği isyan, sizin kâbusunuz olacak! Heryeni büyük işçi mücadelesi, Tekel işçisini örnek alacak potansiyel bir tehditoluşturacak sizin için! Titreyin! 

 

Cesaret kazanın işçiler! Bu kadar onyıldır gözünüze "kadiri mutlak" gibi görünmüş olan sendika bürokrasisinin siz ayağa kalktığınızda nasıl telaşa düşeceğini, nasıl taviz üzerine taviz vermeye başlayacağını, Tekel işçisi deneyimiyle hepinize kanıtladı. Cesaret kazanın ve sendikalarınıza sahip çıkın, onları bürokrasinin sultasından kurtarın!