Metal Fabrikalarından Haberler - Ocak 2020
“Metal Fabrikalarından Haberler” köşesinde, metal sektöründe çalışan işçi arkadaşlarımızın fabrikadaki deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz.
Tek çözüm yolumuz grevdir! - Bursa Renault'dan bir işçi
Türk Metal MESS'e bağlı tüm fabrikalarda eylem kararı aldı. Reno’da yapılan eylemlere birçok kişi katıldı. Eylemler çok etkili olmasa da en azından MESS'e karşı bir tepki vermek amacıyla yapıldı. Reno işçileri olarak bu tür eylemlerin çok fazla etkili olmayacağını söyleyerek, üretimi etkileyecek eylemlerin olması için sendikaya baskı yaptık. Türk Metal eylemlerin her geçen gün artacağını söyledi. Biz sendikaya mesailere kalmama eylemi yapmamız gerektiğini defalarca söyledik. Üretim eksikliğinden dolayı yaklaşık 2 aydan beri pazar mesailerine kaldık. Reno’da yıllık üretim çıktıktan sonra Pazar mesaileri bitti. Mesailer bittikten sonra Türk Metal mesailere kalmama kararı aldı. Türk Metalin geç karar alması üzerine fabrikada zamansız alınan karara işçiler tarafından çok büyük tepkiler gösterildi. Bu karar zamanında alınmalıydı. Alınmadığı için üretim rekoru kırıldı, iş işten geçmiş Türk Metal daha yeni karar alıyor. Sendika bir sonraki görüşmeye giderken masada gücünü göstermeliydi. Arabulucunun atanmasından sonra tekrar bir görüşme yapıldı. Yapılan görüşmede de anlaşma sağlanamadı. Bir sonraki görüşme yıl başından sonraya kaldı. Arabulucunun da çözüm bulamayacağı kesin. Masada çözüm olmayacağı belliydi. MESS Reno işçilerini çok iyi tanır. MESS'in anlayacağı dilden konuşmamız gerekiyor. Metal işçilerinin gücünü grevlerle, işgallerle gösterme zamanı gelmiştir.
Mücadele dolu bir yıl bizi bekliyor! - Bursa Tofaş’tan bir işçi
2019 yılının son çalışma günlerine girdik. MESS'in istedikleri esnek çalışma, 3 yıllık sözleşme, enflasyon oranında zam… Yani MESS'in istedikleri tam olarak kölelik düzenidir. Kâğıt üzerinde çıkarılan bir enflasyon oranı gerçeği yansıtmıyor. MESS patronlarının bu kadar rahat davranmalarının nedeni AKP hükümetinin patronlara sağladığı imtiyazlar ve sendikaların yöneticilerinin basiretsiz davranışlarından dolayıdır. Avrupa ve Dünyada bu yıl içinde olan büyük eylemler grevler dikkate alındığında iktidardakilerin nasıl geri adım attıklarını gördük. Bu tür mücadelelerle gücümüzü göstermeliyiz. İstediklerimizi almak için başka bir yol yok. Sendikalarımızı mücadele etmeleri için zorlamalıyız.
Tofaş'ta iki hafta boyunca eylemler yapıldı. Türk Metal çalışma düzenini aksatmadan üretime zarar gelmeden eylem yapmaya çalıştı. Eyleme katılım çok yüksek olmadı bu yüzden. Fabrika yönetiminden çekindikleri için mi, yoksa sendikadan umut görmedikleri için mi, eylemlere destek vermediler belli değil. Kazanmak için hep beraber olunmalı. Kızgınlıkları, kırgınlıkları bir kenara bırakıp eylemlere destek vermeliyiz. Çünkü bu sözleşme bizim için, geleceğimiz için çok önemli kimin geçmişte ne yaptığının önemi yok. Bir yerde işçi hakları için mücadele varsa sendika farkı gözetmeden patronlara karşı mücadele etmeliyiz. Türk Metal sendikası eylem olarak mesailere kalmama kararı aldı. Mesajla bilgilendirme yaptı. Tofaş yönetimi amirler aracığıyla izinde olanları da çağırıp hafta sonu mesai olduğunu katılımın mecburî olduğunu bildirdi. Mesaiye gelmeyenler için savunma alınacağını söylediler. Sendika temsilcileri gerekirse yönetimin baskısı üzerine işe gelenleri kolundan tutup içeri sokmaması gerekiyordu. Ama pasif kaldılar. Sendikanın yaptığı bu tavır hiçbirimize güven vermiyor.
Grevse grev, işgalse işgal! - Bilecik AccurideWheels’ten bir metal işçisi
Ben Bilecik’te Accuride Wheels’te 3 yıldır çalışan bir metal işçisiyim. Accuride Wheels firmasında ortalama bir haftada iş kazası veya meslek hastalığı görülmektedir. Çoğu arkadaşımız sinir sıkışması şikayetiyle ameliyat oldular. Biz bu sıkıntıları çekerken %34 zam talebimiz MESS’e ve patronların gözüne çok geliyor. Günümüzde genel ihtiyaçlara yapılan zamlara baktığımızda %34 gibi bir zam hiçte fazla değil. Bırakın lüks harcamaları, bir insanın yaşaması için gerekli olan harcamaları anca karşılar.
Buna karşılık MESS’in bize sunduğu %6 gibi ve 3 yıllık sözleşme gibi komik teklifler bizi sefalete sürükleyen tekliflerdir. MESS kazanılmış haklarımıza dahi göz dikmektedir. Biz bu hakları elde edebilmek için binlerce hatta onbinlerce işçi mücadele ettik. Bu toplu iş sözleşmesi döneminde de Birleşik Metal’in örgütlü olduğu her yerde onlarca eylem düzenleyerek boyun eğmeyeceğimizi gösterdik.
Her dönem olduğu gibi bu dönemde çetin ceviz geçecektir. Muhakkak zafer direnen emekçinin olacak. Biz bu taleplerimizden asla geri adım atmayacağız. Gerekirse grev, gerekirse işgal. Emekçiler olarak elimizden geleni yapacağız.
Patronlara karşı Birleşik İşçi Cephesi’nde birleşelim! - Kocaeli B-Plas’tan bir işçi
"İşçi hakkı var mıdır?" dedirten bir mobing daha. Evet daha bir kaç aydır sistematik biçimde son bulmayan, sadece işveren değil hükümetin de uyguladığı ağır bir mobing.
MESS'e bağlı B-Plas, sözleşme döneminde kendince problemli işçilere haklarını vererek anlaşıp işten çıkardı ve içeride onlara göre gevşeyen iş disiplinini bu şekilde işsizlikle korkutarak sağladı. Evet korkuyoruz işten atılmaktan çünkü dışarısı yangın yeri resmen. Asgari ücretli bir işe girebilmek bile en az milletvekili torpili gerektiriyor. Hal böyleyken bir de evrensel ekonomik depresyonun da etkisi ile ana sanayi yani Ford Otosan dönem dönem üretimi durduruyor ve işveren bize yıllık izin kullandırmakta direniyor. 30 Aralık-6 Ocak arasında da bir duruş söz konusu. "Biz köleyiz" dedirten uygulama da burda ortaya çıkıyor. 2 Ocak günü tüm fabrikaya 8 saatlik İSG eğitimi konulmuş. Bir çok göçmen, gurbetçi işçinin olduğu fabrikada iş arkadaşlarımız memleketlerine gidebilmek için bilet aldılar ama biletler yandı çünkü tatilin tam ortasında bir gün işe gitmemiz gerekiyor ve biz bunu tam olarak 27 Aralık'ta öğreniyoruz.
Sendika sessiz, tatil hakkımızı işverene yük olmasın diye biz üstlendik. Sendika ise mevcut sözleşme taslağını bizim anketlerde çıkan ortalama değilmiş gibi tekrar ankete çıkarıyor, "Arkadaşlar sizi % kaç tatmin eder?" diye. Zaten yeterli bulamadığımız taslakta yazan zam oranı tatminkar değilken beklentimizi daha da aşağı çekmeye çalışıyorlar.
Bizi açlığa sürükleyen hükümeti eleştireceğiz, asgari ile geçinemeyeceğimizi tüm yurtta tek bir ağızdan söylemeliyiz diyordum ki bir gün sonra yerli milli İtalyan tasarımı otomobilimiz tanıtıldı. İktidar asgari ücreti açıklamak yerine "Ne de güzel araba yaptık." deyip milli duygularımızı kabartıp "Bir yıl daha aç kalın seneye anlaşma olmadan imzalamayacağım" dedi.
Ne yapmalı? %99’un bir olduğunu %1’e göstermeli. Suni bölüştürmelerle %99'u 99'a böldüklerini düşünseler de %99 birdir. Faturaları daha çok öderken, şaşalı köprülerin, tünellerin, yolların işletmecileri zarar etmesin diye %99'umuz ödeme yaparken, hastanelerin boş kalan yataklarının parasını öderken biriz. Türk'ü Kürdü Alevisi Sünnisi yok! Madem hep birlikte ödüyoruz, o zaman hep birlikte Birleşik İşçi Cephesine!
Gün mücadele günü: işgal, grev, direniş! - Çerkezköy Arçelik fabrikasından bir işçi
MESS genel sekreteri katıldığı bir programda MESS’in işçilerden istediklerini sıraladı. Peki neydi bu talepler? Öncelikle 3 yıllık sözleşmeye razı olmamız. Bunu dayandırdığı gerekçede uluslararası şartlarda sözleşmelerin daha uzun süreli olduğu iddiası. Buna esnek çalışma, deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkartılması, Denkleştirme( telafi çalışması), İkramiye gibi işçiyi yıpratıcı ve daha sayamadığım birçok maddeyi de ekliyor. Yani MESS işçiye bizim verdiklerimize ya razı olursunuz ya da biz bu TİS sürecini yokuşa süreriz diyor. Bunun içinde anlaşmama durumunun uzaması halinde Yüksek hakem kurulunu gerekçe gösteriyor. Yüksek hakem kurulunu devletin atadığı ortadayken, devletin de hangi tarafta olduğu belliyken heyetten çıkacak kararın işçiden yana olmayacağı kesin. Zaten MESS genel sekreteri de açıkça bundan bahsediyor. Kaldı ki kurulun geçmiş kararları da gün gibi ortada!.. Bu isteklerin sıralandığı sonraki günlerde “aynı devlet” 2020 yılı için asgari ücretin net 2324,70 lira olacağını açıkladı. Buna karşılık biz işçilerde fabrikalarımızda TİS görüşmeleri sürecinde bize dayatılan bu kölelik koşullarını kabul etmeyeceğimizi yaptığımız eylemlerle gösterdik ve göstermeye de devam ediyoruz. Tüm bu süreçler devam ederken fabrikada sözleşmeli olarak çalışan arkadaşlarımızın işlerine toplu halde son verildi. Toplu çıkışların olduğu anlarda fabrikada yılbaşı eğlenceleri yapılması ve kadrolu işçilerin de bu eğlencelere katılımının beklenmesi de ayrı bir utanmazlık. Fabrika bu şekilde sözleşmeli işçiden arttırdığı kârıda kasaya boşaltmayı düşünürken, yılbaşı eğlencesiyle yaşananları normalleştirmeye çalışıyor.
Sanıyorlar ki işçiler bu kölelik koşullarını kabul edecek. Sanıyorlar ki sözleşmeli işçilerin işlerine son verilmesini işçi arkadaşları normal karşılayacak. Biz işçiler ne MESS’in bize dayattığı kölelik şartlarını ne de sözleşmeli işçi arkadaşlarımızın işten çıkarılmasını kabul ediyoruz.. Biz gücümüzü üretimden alıyoruz. Gün mücadele günü. Onlar devletin yasalarına, hakem heyetlerine güveniyor olabilirler. Ama bizim cevabımız nettir: İşgal, grev, direniş!
Baskılara karşı mücadele etmeliyiz! - Bursa ELS fabrikasından bir işçi
Merhaba arkadaşlar;
Bizim fabrikada gün geçtikçe baskılar mobingler katlanarak artıyor. Hattı izlemek için yeni kamera sistemlerinin takılmasından sonra amirler, müdürler sürekli hat içinde dolaşarak insanlara mobing uyguluyorlar. Bunlar yetmezmiş gibi patronun babası da mobing uygulamalarına katılmış durumda. Geçen günlerde patronun babası kadınlar tuvaletinin önünde bekleyip içerden çıkan kadın çalışan arkadaşımızın arkasından koşarak "tuvaletlerin ışıklarını kapatalım demesi " fabrikada büyük bir öfkeye neden oldu. Bu patronun babasının ne ilk ne de son baskıcı davranışı. Sürekli insanların işine karışıp, insanları dakikalarca izleyerek baskı yapması işçileri müdürlere ve amirlere şikayet etmesi gibi bir çok hareketi var. Bu mobingler baskılar biz işçileri yıldıramayacak. Bu mobinglere karşı birlik olup sendikalaşıp daha huzurlu bir iş ortamı oluşturmamız gerekiyor.
Bu yazılar Gerçek gazetesinin Ocak 2020 tarihli 124. sayısında yayınlanmıştır.