Asgari ücretli vergi dilimine giriyor patronların milyarlarca vergi borcu siliniyor!
Asgari ücretli vergi dilimine giriyor patronların milyarlarca vergi borcu siliniyor:
Yoksuldan alıp zengine veren vergi zulmüne son!
Yoksulluk sınırının altındaki ücretler vergiden muaf tutulsun!
Kapitalistlerin ödediği vergiler arttırılsın! Parababalarına servet vergisi!
İktidar ekonomik krizin ve pandeminin faturalarını vergi yoluyla işçilerin sırtına yüklemeye devam ediyor. Alışılmış şekilde açlık sınırının altına düşen asgari ücrete çalışan emekçiler bile Ağustos ayı itibarıyla bir üst vergi dilimine geçtiler. Her ne kadar en düşük net ücret 2825 lira 90 kuruşun altına düşmese de hem fazla mesai ücretleri hiç oluyor hem de evli ve çocuk sahibi asgari ücretli emekçilerin AGİ farkları fiilen kaybolmuş oluyor. Halihazırda enflasyon karşısında eriyen alım gücü bir de vergi yükü eklenince iyice yok oluyor. Ekmeğini alınteriyle kazanan emekçiler yılın en az iki ayını devlete çalışıyor. Patronlar ise birçok muafiyetten yararlanarak, vergi borçlarını iktidara sildirerek, hiçbir zaman doğru dürüst vergi ödemiyorlar. Yetmiyor ücretlerimizden yapılan kesintilerle ve devlet payı adı altında yine emekçi halktan toplanan vergilerle oluşturulan işsizlik sigortası fonunu destek ve teşvik adı altında yağmalıyorlar.
İktidar yoksuldan alıp zengine vermeye devam ediyor!
İktidar yoksulun cebindeki üç kuruş parayı alıp zenginlere veriyor. Bir yanda Doğan Holding’i satın almak için devletin Ziraat Bankası’ndan çektiği 750 milyon dolarlık kredinin bir kuruşunu ödemeden zenginleşen Demirören, öte yanda maaşı eline geçmeden vergi adı altında maaşının önemli bir kısmına el konulan milyonlarca emekçi. Bir yanda son 15 yılda 2 milyar liralık vergi borcu silinen Cengiz Holding, öte yanda “kasada para yok” diyerek emeklilik hakkı gasp edilen milyonlarca EYT’li… Sadece 2021 bütçesinde “ulaştırma projelerine ilişkin trafik garantileri ve katkı ödemeleri” için 15 milyar lira; şehir hastanelerinde kira ve hizmet bedeli için 16,4 milyar lira, toplamda 31,4 milyar lira ayrılmış durumda. Bu paranın kaynağının büyük çoğunluğunu da yine emekçi halkın ödediği vergiler oluşturuyor. İşçinin emekçinin daha ücreti hesabına yatmadan kesilen “gelir vergisi tevkifatı”, şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin neredeyse iki katı! En zenginin de en yoksulun da aynı oranda ödediği KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler devlet bütçesinin esas gelir kalemi olmaya devam ediyor.
İşçi ve emekçi kardeş! Birlik ol! Örgütlen! Ayrı gayrı yok! Birleşik İşçi Cephesi var!
Yaşadığımız vergi zulmünün sebebi siyasi iktidardır. İstibdad rejimi, yani patronların hizmetkârı olan baskıcı ve keyfi yönetim, milleti vergilerle soyup patronları ihya etmeye “devletin bekası” diyor! Bu yalanlara karnımız tok! Artık siyasette de işçi ve emekçinin yumruğunu masaya vurmak zorundayız. Bunun için de ayrı gayrı demeden, sendika ayrımı yapmadan, sendikalı sendikasız tüm işçi ve emekçilerle bir birleşik işçi cephesi inşa etmeliyiz! Milyonlarca işçi ve emekçi ailesi olarak bizler açlık sınırında yaşarken bizim vergilerimizle patronların sefa sürmesine müsaade etmeyeceğiz!
Devletin görevi halkına asgari geçim koşullarını sağlamaktır; sermayeye vergi indirimi ve muafiyetler getirip yoksulluk sınırının altında yaşayan emekçi halktan vergi toplamak değildir! Yoksulluk sınırının altındaki ücretler vergiden muaf tutulsun! Temel ihtiyaçlarda KDV gibi dolaylı vergiler kaldırılsın!
İşçiye emekçiye değil patronlara vergi! Şirketlerin vergi borcunun silinmesine hayır! Şirketlerden alınan kurumlar vergisi arttırılsın! Büyük servet sahiplerine artan oranda servet vergisi getirilsin! Vergi yüzsüzlerinin, kamu bankalarını soyanların şirketleri işçi denetiminde kamulaştırılsın!
Devrimci İşçi Partisi