DİP Bildirisi: Ekmek ve hürriyet için 1 Mayıs’ta alanlara! EYT’liler, staj ve çıraklık mağdurları, emekliler, işsizler, kamu emekçileri, sendikalı-sendikasız, mavi-beyaz yakalı, kadrolu-taşeron, yerli-göçmen işçiler BİRLEŞİN!
Patron partilerinin yerel seçimlerdeki rant kavgası bitti, ama sınıf kavgası sürüyor. Sermaye, krizin faturasını işçi sınıfına ödetmek için işçilerin kıdem tazminatına, kamu emekçilerinin iş güvencesine saldırıyor. Varlık Fonu aracılığıyla ülkenin varlıkları borç karşılığı ipotek ediliyor. Petkim’den, Telekom’dan, elektrikten, Tekel’den başlayıp şeker fabrikalarına ulaşan büyük özelleştirme dalgasından sonra Sakarya Tank Palet fabrikası da özelleştirme kervanına katıldı. EYT’lilerin, staj ve çıraklık mağdurlarının alın teriyle hak ettikleri, ödedikleri primlerle karşılığını verdiği kaynaklar onlardan esirgeniyor, patronlara peşkeş çekiliyor. İşsizlik fonunda bekleyen, işsizlerden esirgenen paralar, patronlara teşvik olarak yağdırılıyor. Bu bir sınıf kavgasıdır. Bu kavgada sermaye ve işçi sınıfları karşı karşıyadır.
Ayrı gayrı yok Birleşik İşçi Cephesi var!
Yerel seçimlerde birbirine demediğini bırakmayan patron partileri konu para olunca el ele vermiş, istibdadın arkasında dizilmiştir. İşçi sınıfı da sendika ayrımı yapmadan, sendikalı-sendikasız, işçi-memur, mavi-beyaz yakalı, kadrolu-taşeron, yerli-göçmen, çalışan-emekli-işsiz demeden bir Birleşik İşçi Cephesi’nde birleşmek zorundadır! Bu ilk elde sendikaların ortak mücadelesi demektir. Ama işçi sınıfı aynı zamanda siyaset masasına yumruğunu vurmalıdır! Sadece kendisinin değil tüm milletin geleceği için kendi çözümünü ortaya koymalıdır!
İşsize iş! Herkese aş!
Ekonomiyi krize sokan özel sermayenin açgözlü kâr arayışıdır, kapitalist piyasa anarşisidir. Sermaye, kriz doğunca piyasa koşullarını kullanarak yükü işçi sınıfına yüklemek için işçiyi işten çıkarır, kârını arttırmak için fiyatları arttırır. İşsizlik ve pahalılık kapitalist krizin faturasını işçi ve emekçilere yıkmanın bir yoludur. Sermayenin bir sınıf politikasıdır. Çözümü işçi sınıfı siyasetindedir.
Ücretlerde azalma olmaksızın, iş saatleri azaltılarak tüm işler çalışan nüfusa paylaştırılsın! Herkese iş!
Tarım ve hayvancılıkta üreticiye destek, kooperatifleşme ve devlet çiftlikleriyle ucuz gıda! Tanzim satışlar genelleşsin, perakende tekelleri kamulaştırılsın! Herkese aş!
Fabrikalar bankalar devletin, devlet işçinin olacak!
Ekonomik gücü elinde bulunduran sermaye, siyaseti de yönetiyor. Bir avuç azınlık, yüzde 99’un kanını emerek yaşıyor. Piyasa anarşisinin vardığı yer kriz ve yıkımdır. Ekonomik gücün milletin emekçi çoğunluğunun eline geçmesinin yolu kamulaştırmadır.
Emekçi halkın krizden çıkış yolu ise planlamadır. Bunun için modern tefeci bankalar işçi denetiminde kamulaştırılsın! Bankalar ya kamulaştırılacak ya yabancı bankalarca kapatılacaktır. Tek bir devlet bankasıyla ekonomi emekçi halkın çıkarları doğrultusunda planlansın! Krizde işçi sınıfının haklarına saldıran bütün büyük işletmeler ve sermaye grupları kamulaştırılsın!
Emperyalist zincirleri kıralım! NATO’dan ve Gümrük Birliği’nden çık! İncirlik’i kapat! Doları yasakla!
NATO ve İncirlik Üssü bizi korumuyor, tam tersine ülkeye karşı en büyük güvenlik tehdidini oluşturuyor. Türkiye NATO’dan çıksın! İncirlik başta olmak üzere tüm emperyalist üsler kapatılsın!
Kardeş kavgası emperyalizmin ve işbirlikçilerinin siyasetidir. Emperyalizm tavşana kaç, tazıya tut politikasıyla halkları birbirine düşürür. İşçilerin birliği, halkların eşitliği ve kardeşliğini gerekli kılar. Kürtlerle barış ABD’yle savaş!
Emperyalizmin ekonomik zincirleri de kırılmalıdır. Gümrük Birliği’nden çıkılsın! Dış ticarette devlet tekeli!
Ekonominin damarlarında dolar dolaştıkça geleceğimiz yabancı sermayenin ipoteği altında demektir. Dövizin serbest alım satımı yasaklansın!
İstibdada son! Emekçi halka hürriyet!
Türkiye’de inşa edilen istibdad, sermayenin baskı rejimidir. Türkiye istibdadın elinde ekonomik olarak uçuruma ve kardeş kavgasına sürüklenmektedir. İstibdad, Amerikalı, Avrupalı, Japon tekellerin teminatıdır. Yasaklanan grevler sermayenin önünü açmak içindir. Bunlar devletin en tepesinden açık açık söylenmektedir de… İstibdada son vermek, emperyalist tekellerin, holdinglerin, para babalarının, tefecinin, tufeylinin dizginsiz hâkimiyetine son vermektir.
İşgal, grev, direniş! Zincirsiz kurucu meclis!
Hürriyet mücadelesi işçi sınıfının omuzlarındadır! İşçi sınıfının yöntemi işgaldir, grevdir, direniştir! İstibdadın başını ya da zincirli mecliste hangi 600 kişiye maaş ödeyeceğimizi seçmek için 2023’ü bekleyemeyiz. Türkiye, yasaksız, barajsız, zincirsiz bir Kurucu Meclis’le işçi ve emekçilerin ellerinde yeniden kurulmalıdır!
İşçiler partiye! Çözüm işçi-emekçi hükümetinde!
İşçi sınıfını siyasete çağırıyoruz! İşçinin çözümü ancak bu şekilde hayata geçirilebilir. Bu siyasetin adresi Devrimci İşçi Partisi’dir. İşçi sınıfının çözüm programını ise ancak bir işçi-emekçi hükümeti uygulayabilir.
Ekmek ve hürriyet için 1 Mayıs’ta alanlara!
1 Mayıs işçi sınıfının birliğinin gösterildiği alan olmalı, işçi sınıfımız ekmek ve hürriyet için 1 Mayıs alanlarında buluşmalıdır!
İşçiler birleşin! Sınıfınızı bilin! Saflarınızı sıklaştırın! Devrimci İşçi Partisi’ne katılın! Emperyalizmin, sermayenin, istibdadın karanlığını yırtalım, Türkiye’yi ve dünyayı emeğin bayram yeri yapalım!