NATO-Rusya savaşında son perde

NATO-Rusya savaşında son perde

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan emperyalizminin başında yeni bir taktiksel yönelim izliyor. Trump’ın da önceki ABD başkanları gibi tepeden tırnağa bir emperyalist, eli kanlı bir katil olduğuna şüphe yok. Fakat stratejik olarak olmasa da taktiksel olarak bir değişimin peşinde. Bu yeni yönelim, Avrupa başta olmak üzere ikincil önemde gördüğü bir dizi cephede ABD emperyalizminin yığınağını azaltıp, bu güçleri asıl düşman bellediği Çin’i çevreleyen bölgeye ve ülkelere kaydırmak olarak özetlenebilir. Bu hamleyi yaparken, bir yandan da Çin’in bir dizi müttefikini ABD-Çin mücadelesinde en azından tarafsızlaştırmak hatta mümkünse ilerleyen dönemde kendi yanına çekmek istiyor. İran konusunda da bir açılıma hazır olduğunu ilk başta hissettirse de, bu hamlenin en önemli ayağı şu aşamada Rusya. Askerî planda da işlerin Rusya lehine gitmesi ve yavaş bir tempoyla da olsa Rus birliklerinin günbegün ilerliyor olması, ABD tarafını elini çabuk tutmaya itiyor.

Rusya’yı orta vadede en azından tarafsızlaştırabilmenin yolu, ilk olarak ABD’nin başını çektiği NATO ve kuklalarının, Ukrayna toprakları üzerinden Rusya’ya karşı verdiği savaşı sona erdirmek. Trump’ın bu amaçla yapmaya başladığı hamleler, başta Avrupa Birliği ülkeleri ve Ukrayna’da Volodomir Zelenskiy yönetimi olmak üzere bu savaştaki müttefikleri için bir şok etkisi yaratıyor. Bu yönde ilk hamle Trump’ın bizzat Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesi olmuştu. Bunu daha sonra ilki Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da, ikincisi ise İstanbul’da gerçekleşen ABD-Rusya ikili görüşmeleri izledi.

Bu gelişmeler, Batı emperyalizminin 2022’den bu yana yürüttüğü fakat istediği sonuçları alamadığı Rusya’yı yalıtma politikasının resmi olarak iflası anlamına geliyor. Rusya’nın diplomasi sahnesinden tamamen dışlanması ve ekonomisinin ambargolar altında çökertilmesi beklentisi, özellikle emperyalist Batı’nın geleneksel müttefiki olan daha küçük ülkelerin bu ambargo ve izolasyon politikasını çeşitli biçimlerde delmesi sebebiyle beklenen etkiyi sağlamamıştı. Şimdi artık Rusya ile ABD’nin de diplomatik ilişkilerini yeniden kurması ile bu politika fiilî olarak sona ermiştir.

Rusya ile bu yakınlaşmayı aynı zamanda Ukrayna’daki işbirlikçi yönetimin, artık ayak bağına dönüşmesi sebebiyle gözden çıkarılması izliyor. Buna yönelik ilk işaretler zaten bir süredir mevcuttu. Daha önce Trump, Zelenskiy’e “diktatör” deyip, Ukrayna’da bir an önce seçimlerin yapılması çağrısında bulunmuştu. Fakat iş bununla kalmadı. Ağabası olan ABD başkanının eteğine yüz sürmek için bir aceleyle Washington’a koşan Zelenskiy, muhtemelen planlanmış bir aşağılamayla karşılandı. Daha aracından indiği andan itibaren Trump’ın alaycı sözlerini yutmak zorunda kaldı, daha sonra ise kameralar önünde Trump ve başkan yardımcısı J.D. Vance tarafından diplomasi tarihinde eşi az bulunabilecek biçimde kalaylandı. İşbirlikçilerde hayâ aranmaz elbet! Fakat Zelenskiy’e layık görülen aşağılama da Rusya karşısında kabul etmek zorunda kalacağı yenilgi de NATO bayrağının arkasında hizaya geçip, memleketini emperyalizme peşkeş çekmeye hazır olanlara ders olsun. Emperyalizme teslim olmanın sonu zillet, emperyalizmin maşası olarak savaşa girmenin sonu hezimettir!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2025 tarihli 186. sayısında yayınlanmıştır.